Beni bende demen bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Hediyelerde Son Durum Nedir?



Hediyeler ne alemde bakalım...Kimlerin geldi hediyeleri? Kimler hala benim gibi merakla bekliyor:) Tek tek kontrol etmek zor oluyor fıstıklar...En iyisi bana yorum olarak yazın hediyenize kavuşup kavuşmadığınızı..Ben de aşağıdaki listeyi güncelleyeyim..Burdan herkes takip etsin..Ne dersiniz?


birbenvarbendeniceri...................hediyesine ulaştı................tesettür aşktır bloğunun sahibesinden..................

eymenpaşam..................hediyesine ulaştı............evkuşu bloğunun sahibesinden.............

tesettür aşktır..................................hediyesine ulaştı.....güzel şeyler dükkanı bloğunun sahibesinden....

ayseroseface............hediyesine ulaştı....gülün takı evi bloğunun sahibesinden.............

evkuşu.....................................hediyesine ulaştı.......eymen paşam bloğunun sahibesinden.....

yemyeşildeniz...............hediyesine ulaştı....ladygreenriver bloğunun sahibesinden.........

ladygreenriver...............................hediyesine ulaştı........ayseroseface bloğunun sahibesinden......

busemiz..................hediyesine ulaştı........bıraktığım izler bloğunun sahibesinden..........

sihirli kokosh.........................hediyesine ulaştı.....birbenvarbendeniceride bloğunun sahibesinden:)

güzel şeyler dükkanı..............................hediyesine ulaştı........benim dünyam bloğunun sahibesinden.......

gülün takı evi.............................hediyesine ulaştı......haticinpepelası bloğunun sahibesinden

haticin pepelası.....................................hediyesine ulaştı........busemiz bloğunun sahibesinden..............

benim dünyam...................................hediyesine ulaştı.........yemyeşildeniz bloğunun sahibesinden......

bıraktığım izler...................hediyesine ulaştı....sihirli kokosh bloğunun sahibesinden........................

26 Ağustos 2011 Cuma

Nurjan'LA Moda Bloğundan Bayram Hediyesi

Tasarımı ve dikimi Nurjan'LA Moda bloğunun zevkli sahibesine ait olan bir elbise kazanmak ister misiniz..Cevabınız "evet" se buyurun tıklayın...

İftar Davetimiz

Merhabalar herkese,

Ramazanın son günlerini yaşıyoruz. Bu yıl herkes aynı şeyi söylüyor. Ne çabuk geçti yaaa...İşte mübarek Kadir Gecesini de göreceğiz Allah'ın izniyle...Rabbim Kadir'in kadrini bilebilmeyi, kadrinden nasiplenebilmeyi nasip etsin inşAllah aminn...

Geçtiğimiz pazar günü arkadaşlarımızı dışarıda iftara davet ettik. Hem değişiklik olsun dedik hemde dışarıda çocuklar daha mutlu oluyorlar e böyle oluncada anne babalara fazla eziyetleri olmuyor. O günde öyle oldu çok şükür...Restaurantın bahçesinde yaptık iftarımızı. Ortasında kocaman bir havuz var bahçenin. Renkli renkli ışıklar yanıp sönüyor. Çocuklarında bir hayli dikkatini çekiyor tabii.. Bir de salıncakla kaydırak var masaların hemen yanında. Yani çocuklu aileler için süper bi yer..

Eşim rezervasyonumuzu yaptırmış. İftara davet ettiğimiz arkadaşlarımızı evlerinden alıp çıktık yola. Aslında daha fazla fotoğraf çekerdim size mekanı göstermek için. Ama o kadar kalabalıktı ki, her fırsatta fotoğraf çekinen biri olan ben bile bu sefer çekindim fotoğraf çekmeye. Sadece masada birbirimizi çektiğimiz fotoğraflar var. İftardan sonra da eşim işe döndü. Bizde arkadaşım, onun eşi ve ben çarşıya çıktık. Alışveriş yaptık. Biz alışverişteyken çocukları arkadaşımın eşi dondurmacıya götürünce de baya rahat ettik:) Keyifli, güzel bir akşamdı bizim için. Ramazan bu yıl benim için çok güzel geçti. Rabbim nicelerine eriştirsin hepimizi inşAllah.

Buyurun efendim fotolar:)

Arkadaşımla eşi...




Ben ve eşim...




Kombinim bu posttaki ile aynıydı. Sadece kendi el emeğim keçe broşumu taktım fazladan:) Nasıl hoş olmuş mu:)


Bu da o günkü menümüz. Ezogelin çorba ve içli köfteleri çekemedim:)



Herkese hayırlı kandiller şimdiden...Bana da dualarınızda yer ayırmayı unutmayın...



25 Ağustos 2011 Perşembe

Hediye Alışverişi ve Nazar

Evet bayanlar, dün hediyeleşme etkinliğimizi sonlandırdık ve ben bugün hemen alışverişe çıktım. Öncelikle halletmem gereken bir işim vardı bu benim için epeyce önem taşıyordu. Çünkü hayatım boyunca asla cesaret edemeyeceğimi düşündüğüm bir şeyi başarmak için bir adım attım bugün. Neyse hayırlısıyla sonuçlanınca duyuracağım buradan inşAllah belki onu kutlamak için de bir hediyeleşme etkinliği düzenleriz, ne dersiniz hanımlar hahahay:))

Bugünkü kombinimin fotoğrafını yayınlayayım önce...








Şal: Kumaşçıdan kestirdim. 10 tl.

Gömlek: Rus Pazarı :):):):) 7,5 tl.

Kemer: Başka bir elbiseme ait

Pantalon: Eka. 15 tl.

Ayakkabı: Rus Pazarı. 10 tl. 

Çanta: Çakma LV. 20 tl

Kolye: Şu an moda olan vintage tarzı kolyelerden. Üzerinde dikiş makinası, makas, makara ve çatal iğne var. 5 tl:)


Yukarıda bahsettiğim işi halledince başladık Selenle alışveriş yapmaya...Bu da Selen hanım yoruldum diye tutturunca duraktaki mecburi dinlenişimiz.




Üzerindeki kolye, bilezik ve elindeki kurabiye tamamen beleştir:) Her girdiğimiz dükkanda Selen'i seven amcaları, teyzeleri tarafından verilmiştir:)

Burada EKA diye bir mağaza var. 2 tane şubeleri var Adıyaman'da. Biri normal mağazası, diğeri de fabrika satış. Seri sonu veya hafif defolu ürünleri fabrika satış mağazasında satıyorlar yani outlet mağaza gibi bişey. Pazartesi akşamı ve bugün oradan epeyce kıyafet aldım. Markafonideki siparişlerimi de o nedenle iptal etmiştim zaten. Buyurun aldıklarımı göstereyim. Bugün giydiğim pantalon da Eka ganimetlerinden sadece 15 tl.


Bu cici elbise sadece 10 tl. Bir tane kalmış. Ben de dedektör gözlerimle hemen buluverdim:) Valla üzerindeki boncukları almaya kalksam 10 tl den fazla tutar:)






Bu da yine 10 tl..İncecik rahat bir kumaşı var. Siyah elbisem çok olunca kahverengi tercih ettim. Yoksa siyahı da vardı. Beline kemer takıp giymeyi düşünüyorum.




Bu fiyonklu elbise de 10 tl:) Şaka gibi dimi:) Ama bunun anca 4 bedeni oldu üstüme. 60 kg olan bana 4 beden olduysa 1 bedeni Selen'e filan anca olur herhalde hahahahay:)



Alsam mı almasam mı diye baya bi düşündüğüm ceketim..Tamam fiyat süper 20 tl ama kısa kollu oluşu düşündürdü beni. Neyse badiyle filan giyeriz artık...




Ve bugün giydiğim gri pantolonun vizon rengi. 15 tl:)




Bunlar da kolyelerim. Yine bunları görünce Aksesu siparişimi iptal ettim:) En alttaki ve gitarlı olan 5 tl diğer ikisi 8 er tl...



Tabii kendime bunları alırken bana çıkan şanslı talihliye de hediye almayı unutmadım:) Hatta hediyeler desem daha iyi...Küçük küçük hediyeler aldım ki farklı farklı yerlerde kullansın ve her seferinde beni hatırlasın:) Hepsini küçük küçük paketledim her birinin üzerinde ufak notlarla. En sonunda hepsini büyük bir paket yaptım. Yarın sabah eşim verecek kargoya inşAllah:) Buyurun bu da büyük paketi :) Bakalım kime gidecek:)





Ben harıl harıl alışverişe dalmışken benim telefonun şarjı bitmiş...Alışveriş bittiğinde de saat 18:30 a yaklaşıyordu..Yani tam da eşimin işten çıkış vakti..Elimde poşetlerle ve Selen le minibüse binmek istemedim başladım kontörlü telefon aramaya eşimi aramak için..Ya böyle bişey vardı demi yani ben yanlış hatırlamıyorum...Girerdik konuşurduk ne kadar tuttuysa verirdik. Kime sorduysam yüzüme aval aval baktı...En sonunda avea  bayiye gireyim dedim hani belki telefonumu orada şarj edebilirim diye. Ben sorarken bayinin sahibi sağolsun kendi telefonundan arayabileceğimi söyledi. Teşekkür ederekten aradım ama eşim açmadı. Dedim yürü tuğba yürü minibüs yolu göründü sana:) Çıktım minibüs durağına vardım. Hemen yanında bir iddaa bayii vardı hadi dedim bir de burada deneyeyim şansımı girdim iddaa bayiine tabii orada da kontörlü telefon olmayınca ve adam da buradan arayabilirsin abla deyince aradım eşimi oradaki adamın cebinden:) Sonunda açtı. Konuştuk, buluştuk.Eşim ben aveadaki adamın telinden aradığımda görmüş bilerek açamamış hani yabancı no diye. Sonra da benim şarjımın bittiği gelmiş aklına ve geri aramış o numarayı. Tabi ben o sırada çıkmıştım oradan. Adam demiş artık çıktı hanımefendi buradan migrosa doğru gitti diye:):):) Ay ne rezillik yaaaa:) Acaba cep telefonları olmadan önce ne yapıyorduk:):):)

Eve gelince Allahtan dünden kalma yemeğim vardı da 5 dakikada hazırlayıverdim iftar sofrasını..Hadi o kadar fotoğraftan sonra onu da ekleyivereyim:)






Vee gelelim nazar meselesine:) Bugün kaç yıldır yerinde durup duran çiçeğe elim takıldı ve yere düştü saksısı kırıldı:( Diğer eşini de annem kırmıştı..Artık bişeyler düşüneceğiz..Atmaya kıyamam çünkü:) Efendim ardından yemekten sonra canım kola istedi..Dondurucuya koyduğum kola geldi aklıma. Biz teneke kolalardan alıyoruz. Çünkü eşim de ben de asitli seviyoruz kolayı. Diğer türlü 1 litrelik alsak bile 2. içmeye kaçıyor asidi..Neyse ben işte o kutu kolayı dondurucuya koymuştum almak için dolabın kapağını bi açtım ve güm!!!kola patladı ama ne patlama dolabın her yeri kola oldu ve donmuş halde bir kola..Allahtan yüzüme gözüme gelmedi ucuz atlattık. Eşim de yardım etti de sağolsun temizledim. Demekki neymişşşş kutu kola dondurucuya koyulmazmış,  koyulsa da en fazla 5 dk tutulurmuş..Benden söylemesi.. Bu da bugünden geriye kalan kırık ve patlaklar:):):)



Oyyy yoruldum be..Amma uzun bir post oldu..Şimdi gidip bu saatte hala uyumamış ve bıdır bıdır konuşmakta olan Selen'i uyutup sahur hazırlayacağım..Hepinize sevgiler...

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Acemi İşi Keçeler


İki önceki postumda Ayşegül'le yaptığımız keçe taçları göstermiştim. Bugün keçeden yaptığım diğer iki ciciyi daha paylaşmak istedim. Önce tacın yapışmış halini ve daha yakından fotolarını ekleyeyim.




Ben bu fotoları çekerken Selen'i kıpırdamadan tutabilmek için epey çaba sarf ettim bu arada:) Hiç anasına çekmemiş, babasının kızı olacak bu cadı..Fotoğraf çekilmeyi sevmiyor hiç:)









Yapılışı çok basit. Eğer isteyen olursa aşama aşama fotoğraflarını çekip anlatabilirim.


Bir diğer ciciyse kendime yaptığım siyah-beyaz kalp formunda broşum. Bu postumda giydiğim elbiseme takmak için yaptım bunu. Bunun da yapılışı gayet basit ve eğlenceli. Yuvarlak düğme gibi olan şeyse eski bir küpe. Renkleri birebir uyum sağlayınca arkası çıkarıldı ve broşumdaki yerini aldı:) Aslında minnacık siyah kalp iki tane olacaktı. Ama Selen hanım birini düşürüp kaybedince, annesi de yenisini yapmaya üşenince böyle yalnız kaldı:) Bu seferlik çatal iğneye tutturdum ama bugün daha profesyonel olarak boş broş arkalığı aldım:)

Baya acemi işi oldu. Hoşgörün, hor görmeyin:)




Ve son olarak kelebeklerden yaptığım lamba süsüm:) Bir sürü rengarenk küçük kelebekler kestim ve kurdeleye silikonla yapıştırdım. Yuvarlak çember de kızkardeşimin yeni aldığı makyaj çatasının sapı. O saplı kullanmak istemeyice çıkardı nerdeyse atıyordu...O an Derya Baykal ruhum kabardı ve ben yaparım onla bişeyler sen ver bana diyerekten kaptım elinden:)








Görüldüğü üzere baya acemice..İlerde daha güzellerini yaparım inşAllah:) Sizin de değerli fikirlerinizi, önerilerinizi bekliyorum...Sevgiler..

Hediyeleri Göndermeye Başlayın Hanımlar:)




Evet şu an itibariyle çekiliş yapılmış, kim kime alacak belli olmuş ve mailler herkese gönderilmiş bulunmaktadır. Artık istediğiniz zaman gönderebilirsiniz. Ama bugün en geç yarın göndersek iyi olur ki hediyemiz arkadaşımızın eline bayramdan önce ulaşsın:) Bayram hediyesi olsun:) Eğer özel durumlarından dolayı hediyesinin bayramdan sonra gönderilmesini isteyen varsa lütfen bu posta yorum olarak bıraksın. Yayınlamayacağım o yorumu sadece size hediye gönderecek olan kişiye mail yoluyla bildireceğim ki karışıklık çıkmasın...Bu arada hediye göndereceği kişiyle ilgili bilgi almayanlar da bana mutlaka haber versin..

Haydi bakalım işin en güzel kısmına geldik:)

Herkese kolay gelsin ve iyi karar vermeler:)

23 Ağustos 2011 Salı

Keyifli ve Bol Kahkahalı Bir Ramazan Akşamı

Geçtiğimiz Cumartesi günü öğleden sonra saat 3 gibi arkadaşım Ayşegül'ü aradım ve iftara davet ettim. Eşlerimiz aynı yerde çalışıyorlar ve akşam iftara gelip gelemeyecekleri kesin değildi. Ben de gelirlerse ne ala ama gelemezlerse de biz beraber yaparız iftarımızı onlara da gelince hazırlarız dedim Ayşegüle. O da kabul etti. Sevinçle hemen yemek yapmaya koyuldum. Alelacele nohutlu tarhana çorbası, patates oturtma ve fırında patatesli tavuk yaptım. Ayşegül gelince sağolsun karpuzu kesti, salatayı yaptı. Ben de pilavı yapınca bereketli iftar menümüz hazırdı. Eşler de arayıp işimiz bitti, iftara geliyoruz deyince neşemiz iyice yerine geldi. Ben salondaki masayı hazırlayacaktım ama Ayşegül "yabancı mıyız, mutfağı hazırlayalım" deyince mutfağa hazırladım iftar soframızı..Samimi, şirin bir soframız vardı o akşam..Selenle Ceren de balkondaki masada yemek istediler:) Hanımefendilere de orayı hazırladık ve ağız tadıyla rahat rahat iftarımızı yaptık...

İşte soframız...








Yemekten sonra bulaşıklar toplandı, çay demlendi, çerezler kaselere kondu. Çocuklar odada oyuncak oynarken biz de balkon keyfi yaptık:) Buyurun o anlardan kareler...










Çocuklar uyuduktan sonra sıra geldi keçelereeee..Taa alalı ne kadar zaman oldu anca o gün başlayabildim. Ayşegülle baya heveslendik. Ne fikirler ürettik. Hatta bi ara hızımızı alamadık, bijuteri açmaya kalktık hahah:) Tabi bu sırada Murtazayla İsmailin binbir türlü alay etme, dalga geçme ve eleştirmelerine maruz kaldık:) ama neler neler... Yok bayramda tezgah açarmışız çarşıda..Bunlar da bizi görüp tanımamazlıktan gelirlermiş kim bu cingolar diye falan filan...Hem kızıyoruz bi yandan da gülme krizine giriyoruz tabi bıdı bıdı laf yetiştirmekten de geri kalmadık:) O kadar güldük ki bi ara korktuk Allah korusun başımıza gelecek mi var diye? Rabbim hepimizi korusun gözetsin...Amin!!!









Ve işte sonuç..İlk eserimiz bizim kızçelere taç:) Hem de kelebeklisinden... Ben henüz yapıştırmamaıştım, o yüzden biraz yamuk durmuş...




Sahura kadar gırgır muhabbet oturup, sahur vakti yaklaşınca balkona hazırladık soframızı. Evde ekmek olmadığını son anda fark edince eşim fırına gitmek zorunda kaldı hehe:)







Gurbette olunca arkadaşlarla geçirilen zamanlar daha bir kıymetli oluyor. Rabbim ağız tadımızı hiç bozmasın ve hep böyle keyifli günler, geceler nasip etsin inşAllah hepimize...Amin!!!

Markafoni Siparişlerim-1

Cumartesi günü elime ulaştı ilk siparişlerim. Collezione kampanyasından siyah, beyaz ve gri renklerde olmak üzere 3 tane kısa kollu, boğazlı badi siparişi vermiştim. Tanesi 4,90 tl idi. Açıkcası kumaşının kalitesi, kesimi, duruşu ve işlevi bu fiyata çok bile dedirtti bana. Hiç huyum olmamasına rağmen hemen o akşam gri renkte olanı yıkamadan denedim ve çok memnun kaldım. Eğer aynı ürün tekrar gelirse mutlaka tavsiye ederim. Buyurun fotolar:)


Markafoninin aldığımız ürünleri gönderdiği kutuları da süper:)










Bu arada bu postumda belirttiğim kolyeleri ve bu postumda belirttiğim etek, tunik ve 2 penyenin siparişlerini iptal ettim. Neden mi? Çünkü Adıyaman'da oradan aldığım fiyatın daha ucuzuna buldum. Onları da en kısa zamanda paylaşacağım...Sevgiler..

21 Ağustos 2011 Pazar

((:Hediyeleşiyoruuuuuuzzzz:)



Gelen yorumlardan sonra hediyeleşme etkinliğini kafamda kesinleştirdim ve şartları oluşturdum. Hepinize çok teşekkür ederim. Evet eğer sizde bu heyecanı yaşamak ve etkinliğimde yer almak istiyorsanız buyurun şartlar...


  • İlk şartımız blog sahibi olmanız gerekiyor. Kötü niyetli insanlara fırsat vermemek için böyle bir şart koşuyorum. 

  • Etkinliğe katılmak için son zaman 24 Ağustos 2011 saat 00:00. Yani 25 Ağustos 2011 saat 00:01 den itibaren gelen mailler etkinlik kapsamına alınmayacaktır.


  •  Bu tarihe kadar etkinliğe katılmak isteyenler ad-soyad, blog adı- adresi, telefon numarası, hediyesinin gönderilmesini istediği adresi ve mail adresini tugbacanta@hotmail.com adresine mail olarak yollayacaklardır.

  • Yukarıdaki adrese mail gönderdikten sonra bu postun altına da katılıyorum diye yorum bırakmanızı istiyorum.

  • Bana mailler geldikçe katılmak isteyen bütün arkadaşların isimlerini bir kağıda yazıp süre sonunda yapacak olduğum çekiliş için bekleteceğim. Süre bitince çekilişi kura yöntemiyle yapacak ve katılımcı arkadaşlarımızın kimlere hediye alacağını mail yoluyla kendilerine bildireceğim.

  • Yarışmaya heyecan katmak için sadece kime hediye alacağımızı bileceğiz. Bize kimden hediye geleceğini bilmeyeceğiz. 

  • Hediyenin maddi değeri için üst sınır 20 tl. Yani alacağımız hediye en fazla 20 tl olabilir. Bütçeleri sarsmamak adına ve bizim için önemli olan hediyenin manevi değeri olduğu için böyle olması daha iyi olur diye düşündüm.

  • Hediyenizi illa satın almak zorunda değilsiniz. Kendi el emeği ürünlerinizi de gönderebilirsiniz. Yalnız maddi değeri yine 20 tl yi geçmesin.

  • Son olarak bu etkinliği bloglarınızda duyurmanızı istiyorum çünkü sayı arttıkça heyecan da artacak:)

Şimdiden katılacak tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum ve heyecanla maillerinizi bekliyorum.

MAİLLER: tugbacanta@hotmail.com ADRESİNE

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Hediyeleşmeye Var mısınız?





Evet sevgili blogdaşlarım, ne dersiniz bayram için bir hediyeleşme etkinliği düzenleyelim mi? Hem milletcek zor günler geçirdiğimiz bu günlerde ufak da olsa bi tebessüm oluşur yüzlerimizde, hem bir sünneti gerçekleştirmiş oluruz (Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi gelişsin. Hz. Muhammed s.a.v) hem de hoş birer hatıra olur birbirimize... Değerli fikirlerinizi, önerilerinizi, yorumlarınızı bekliyorum.

Saklıbahçe'de İftar

Çarşamba günü saat 17:00 sularında evde miskin miskin otururken aynı zamanda da iftara ne pişirsem diye kararsız kararsız düşünürken eşimden gelen bir telefonla dünyalar benim oldu:) "Saat 6ya kadar hazırlan. İftara Saklıbahçe'ye gidiyoruz İsmaillerle":) Sizce o anda hangi habere bu kadar çok sevinebilirdim:) O ana kadar tembel tembel oturan ben bi anda enerji içeceği içmişçesine ayaklandım ve önce ortalığı topladım. Huyumdur bir yere gideceksem illa evin her tarafı derli toplu olacak. Bu da annemden edindiğim bir huy. Zaman zaman strese soksada beni, çoğu zaman işe yarıyor. Gezmelerden yorgun argın gelip de birde evle uğraşmak işkence gibi geliyor.

Neyse...Hızlı hızlı 1 saat içinde ortalığı topladım. Selenle kendimi hazırlayıp eşimin "ben geldim hadi inin" telefonuyla aşağı indim. Yerimizi rezerve ettirmişler ancak fiks menü olmadığı için gideceğimiz yerden 40 dk önce gelip siparişlerimizi vermemiz söylenmiş. Yaklaşık bir 50 km yolumuz olunca saat 18:15 gibi yola çıktık. Yolda sıkılınca, bir de güzel manzaralarla karşılaşınca içimdeki fotoğraf aşkı depreşti ve başladım fotoğraf çekmeye:)


Bayılıyorum yolculuk yaparken yol manzaralarını izlemeye.. İlk fotoğraf Adıyaman-Kahta güzergahından bir kare.. 2. fotoğrafta görünen su birikintileri ise Atatürk Barajı'nın uzantıları...




Henüz Nemrut'a gidip güneşin doğuşunu veya batışını izlemek nasip olmadı ama bence Adıyaman'ın her yerinden bu doğa olayı çok güzel bir şekilde gözlemlenebiliyor. Selen de manzaranın büyüsüne kapılmış olacak ki, o da dikkatli dikkatli izledi her yeri:)






Aşağıdaki ilk fotoğraf tütün tarlalarına ait. Türkiye'nin en kaliteli tütünleri Adıyaman'da yetişiyormuş diye duymuştum şayet doğruysa...


Yol git git bitmedi. Hele de ilk defa gittiğimiz bir yer olunca epey meraklandık. Önden İsmailler arkadan da biz gidiyorduk.Eşim sen yol takibi konusunda iyisindir dikkat et de tabelaları kaçırmayalım dedi. Ben pürdikkat yolu takip ederken sonunda tabelayı gördüm sağa dönmemiz gerekiyordu ama İsmailler fark etmemiş olacaklar ki düz devam ettiler. Sonra telefon bağlantısıyla onlara geri dönmelerini söyledik ve sağdan dönüp yolumuza devam ettik. Demek ki yol takibi konusunda gerçekten iyiymişim:)


O yol bizi bir köye çıkarınca bir an şüphelendim acaba yanlış tabelayı mı takip ettik diye...Köyde birkaç kişiye sorunca doğru yolda olduğumuzu anladık. Köyden çıkınca tamamen mucurlarla dolu takır tukur bir yola girdik.  İçimizdeki şüphe büyüyerek devam etti. Öyle ki tarlaların içinden gitmeye başladık:)  Bir ara gerçekten oraya varamayacağımızı düşündüm yaklaşık bir 10 dakika o yolda devam ettikten sonra adına yakışır şekilde Saklıbahçe karşımıza çıktı:) Gerçekten çok iyi saklanmış, bir an bulamayacağız sandık:)


Bunlar Saklıbahçe'yi saklandığı yerde bulabilmek için içinden geçtiğimiz yerler:)





Ve sonunda Saklıbahçe:)




Süper bir yer ve manzara bizi bekliyordu. O kadar yolu gittiğimize kesinlikle değdi. Bir an Adıyaman sınırları içinde olduğumuzu unuttuk. Sanki bir tatil köyü havası vardı. Resmen deniz kenarında hissettik kendimizi. Hepimiz sırıtık sırıtık etrafa bakıyorduk:) Hemen sahil(!) kenarına indik ve başladık deli gibi fotoğraf çekilmeye:) Selenle Ceren de tadını çıkardılar. Taş atma yarışı yaptılar.








Kociş ve ben...



İşte benim çekirdek ailem...MaşAllah...




Tabii biz siparişleri filan unuttuk o ara. Garson da baktı heralde bunların geleceği yok, ben gideyim bari dedi ve taa yanımıza geldi yazık sipariş almaya. Ben hemen klasik adana söyledim. Eşimde o kadar yolu adana yemeye mi geldin aşkım, pirzola yesene dedi. Daha önce hiç yememiştim ama hadi seni mi kırcam dedim ve pirzola söyledim. Ayşegül, eşim ve ben pirzola, İsmail de adana söyledi. Eşim İsmail'i caydıramadı fikrinden:) Selenle Ceren hanımlara da acısız dürüm istedik.

Soframızda iftariyelikler ve salatalar bizi bekliyordu. Biz masaya geçince çorba servisi yapıldı. menüde mercimek çorbası vardı. Biz boğaz derdine düşmüşken Ayşegül de o anları ölümsüzleştirdi iyi de etti:)




Canım Ayşegül'üm...






İftariyeliklerimiz ve pirzola tabağımız. iftariyelikler de çok lezizdi, özellikle salam ve peynire bayıldık.

Pirzolaya gelince, ben nasıl olmuş da böyle bi lezzeti kaçırmışım dedirtti bana. Eşim de bunun hayatında yediği en lezzetli pirzola olduğunu söyledi. Eğer olur da yolunuz düşerse, mutlaka pirzola yiyin derim...






İftardan sonra çimlerin üzerindeki armut (İsmail'in deyimiyle muz:)) koltuklara geçtik. Ben çay içmediğim için kuru kuru oturdum ama yıldızları dalga sesleri eşliğinde izlemek süperdi:) Tabii arada Selen ve Cerenin mızırtıları olmasa daha iyi olacaktı. Sıkıldık eve gidelim deyip durdular. Hatta Ceren oradan sonra zıpzıpa gitmeyi teklif etti tabii kabulu için yeterli oyu alamadı. E çocuklu adamın gezmesi öyle olur dimi:)





Öyle bir yayıldık, öyle bir yayıldık ki armutların üzerinde; garsonlar hiç gitmeyeceğimizi düşünmüş olabilirler:)





Ceren'in objektifinden biz:)




Selen cadısının halleri:)




Hep oturmak olmaz dimi biraz da ayaklanmak lazım..





Armutlarda bayaa bi keyif yaptıktan sonra, sahilde(!) şöyle bir yürüyüş yapalım dedik ve kendimizi suyun içinde bulduk. O kadar sıcaktı ki su, tamamen girmemek için kendimizi zor tuttuk. Selenle Ceren kaçınılmaz olarak üstlerini ıslattılar tabii:) Bir annenin çantasında her zaman yedek kıyafet bulunmalı değil mi bayanlar:)







Sahil keyfinden sonra birazda kamelyalarda oturduk ve yolumuzun uzunluğunu düşününce saat 11 gibi zorla ayrıldık Saklıbahçe'den. Fiyatlara gelince 6 kişi için 108 tl hesap ödedik. Yorumu size bırakıyorum. Ama bizim aramızda baya bi geyiği döndü hesabın ve esprilere hedef oldu kendisi :)


Ramazan sonrası brunch da düzenleniyormuş hafta sonu saat 09:00- 14:00 arası. İlla restaurantında yemek yemek zorunda değilmişiz. Kamelyaları hafta içi 15, hafta sonu 20 tl ye kiralayıp dilediğimizce vakit geçirebilirmişiz. Tabii suya da girilebiliyor. Resmen plaj yani. Bizim çok hoşumuza gitti. O kadar yolu çektiğimize kesinlikle değer dedik ve Ramazandan sonra en kısa zamanda tekrar gelelim diye karar aldık. Şimdi o günü sabırsızlıkla bekliyorum.


Haa bu arada sahilden bir sürü taş topladım ve eve gelince hemen değerlendirdim. En kısa zamanda onu da paylaşacağım sizlerle. Takipte kalın:)


Kombinime gelirsek;

Şal: İstanbul Kapalıçarşı, Pashmina. Eşimden hediye, fiyat sormadım:)

Ceket: Rus Pazarı (Diyorum onsuz olmaz diye:)) Storm marka. 10 tl.

Elbise: Rus Pazarı. 5 tl.

Pantalon: LCW. 15 tl.

Ayakkabı: Rus Pazarı. 15 tl.

Çanta: Çakma Lv. 25 tl.

Bilezik: Rus pazarı. 3 tl.

Yüzük: Adıyaman bi milyoncu:)  3 tl.

Kolye: Gülün Takı Evi bloğundan hediye:)

Saat: Pera Accessories. 28tl. 



Şimdilik bu kadar...En kısa zamanda yine geleceğimdir. Sevgiler...


Not: Bugün dip köşe, dolap çekmece temizlik yapmaktan canım çıktı. Ellerim borçözden baya yıprandı. Ama değdi mi bakayım tabii ki değdi:) Derz aralarım bembeyazzz, dolaplarım düzenli, evim mis mis. İftardan sonra kahveye beklerim. Kakuleli, damla sakızlı, çikolatalı, hindistan cevizli, klasik...Türk kahvenizi nasıl alırsınız:)